TİP’in Kadıköy’deki İstanbul il merkezinde yapılan toplantının ardından İmamoğlu ve Baş kameraların karşısına geçerek toplantının içeriğini kamuoyuyla paylaştı.
Hiçbirimiz için hoş olmayan, Türkiye için, ülke için, hepimiz için moral bozucu, ivme kaybına, itibar kaybına yol açan çirkin bir meseleden bahsediyoruz. İmamoğlu şunları söyledi:
“Bu şehirde ve bu ülkede millet iradesinin adeta yok sayıldığı, hatta gasp edildiği bir uygulama modeline karşı çıkıyoruz. Özellikle Esenyurt’ta izlediğimiz kayyımlık süreci, ardından Mardin, Batman ve Halfeti’de devam eden bu kötü uygulama bizde bunu uyandırdı. Elbette direnişimizi sürdürüyoruz. Haklarımızı kullanmak için yasal yollara başvurmaya devam ederken vatandaşlarımızı bilgilendirelim. Birçok kampanya yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Onu asla durdurmayacağız.
Ama öte yandan böylesine olumsuz bir uygulamaya son vermek için hukuki ve anayasal olarak ne yapmamız gerektiğini hızlıca düşündüğümüzde ben TBB Başkanı olarak siyasi partilerin genel başkanlarını ziyaret ediyorum ve ne düşündüğümüzü görüyoruz. 2016 yılında çok yanlış hazırlanmış bir belge yayınlandı. Kanun maddesinin çarpıtılması nedeniyle zararlı uygulamalara fırsat veren tasarımı ortadan kaldıracak, tasarımı kalıcı ve demokratik bir modele nasıl dönüştürebileceğimize bakacağımızı ve bu konuda çalışmalar yapacaklarını söyledik. Milletin iradesini asla bastırmayın ve yok saymayın. görmezden gelemeyecekleri.
“YEREL DEMOKRASİYİ GÜÇLENDİRME YOLCULUĞUDUR BU”
Diyelim ki böyle bir hazırlık yapacağız ve bu hazırlık TBB çatısı altında hazırlanacak, farklı siyasi partilerin konuşmalarından, yazılarından veya taslaklarından yararlanarak bir model oluşturacağız ve bunu daha sonra milletvekilleri ve gruplarla tartışmak istiyoruz. Grupları olan partilerin ve sonucun ortak olacağı. Konunun Meclis gündemine alınması gerektiğini, konunun doğru bir şekilde yerleştirilmesi gerektiğini, yargının yapması gereken bir görevin Meclis’in ağzından çıkamayacağını ve yapılmaması gerektiğini biraz daha geniş bir dille ifade ettik. tek bir kişi.
Teşekkür ederiz Sayın Başkan, bu konuda bize destek oldunuz. Bu, yerel yönetim yasalarını koruma ve yerel demokrasiyi güçlendirme yolculuğudur. Ve elbette millet iradesinin millete ait olduğu yaklaşımının sağlanması. Bu bakış açısıyla onlara yolculuğumuzu anlattık.
“HAFTA BAŞINDAN İTİBAREN MOSKOVA ÇATISINDA MİLLETVEKİLLERİMİZLE ÇALIŞMALARIMIZI PAYLAŞACAĞIZ”
“Aslında projemizi neredeyse tamamladık. Bu konuda da muhtemelen hafta başında Sayın Cumhurbaşkanımızın uygun göreceği bu çalışmayı TBMM’nin yetkili üyeleriyle paylaşacağız. Yapılacak çalışmaların en kısa sürede, belki de önümüzdeki hafta Meclis gündemine alınması arzumuzu dile getirdik. Destek aldık. Bu duruş ve bize yönelik bu yaklaşım nedeniyle Türkiye’deki tüm yerel yönetimlere yöneliktir, her zaman söylüyorum, bugün Cumhuriyet Halk Partili veya DEM Partili belediye başkanlarından bahsedebiliriz ama gelecekte bu kötü uygulama olacaktır. Bugün iktidarda olan parti AK Parti’ye hitap ediyor. Bu belediyenin başına da gelebilir. Yani sadece bugünü ortadan kaldırmak için değil, Türkiye’nin geleceğindeki kötü bir uygulamayı da ortadan kaldırmak için çabaladığımızı düşünüyorum. “Onlara teşekkür ediyorum.”
BAŞ: “CAN ATALAY MESELESİNİN HUKUKSALLIĞI KAYYEMİNDE YENİDEN GÜNDEME GELMEYE BAŞLADI”
Türkiye’nin çok kötü günlerden geçtiğini vurgulayarak konuşmasına başlayan TİP Başkanı Baş, kısaca şu ifadeleri kullandı:
“Çok uzun zamandır bu böyle. Ama muhtemelen yavaş yavaş dozu artırmaya karar veren, başka türlü yönetemediği için dozu artıran bir hükümetle karşı karşıyayız. Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın genel seçim sonrası tahliye edilmemesi konusunda duruşmada tek bir konuda ısrar ettiğimizi hatırlayacaksınız. Mesele Türkiye İşçi Partisi meselesi değil, mesele Can Atalay meselesi değil, mesele Türkiye’de hukuksuzluğun, anayasaya aykırılığın normalleşmesi ve bunun normal kabul edilmesidir. Bütün bunlara karşı direniş hattını tüm toplumsal muhalefet güçleriyle birlikte sürdürmek gerektiğini söyledik.
Ne yazık ki belediyelere karşı hukuksuzluk bir kez daha gündeme geldi ve özellikle son bir haftadır bu ülkenin vatandaşları olarak hepimizi ilgilendiren başka bir kayyımlık süreciyle karşı karşıyayız. Bu güvene dayalı uygulamalara kayıtsız şartsız karşı çıkıyoruz. Şunun da altını bir kez daha çizmek istiyoruz; Bizim buradaki meselemiz, yani belediye başkanının partisi, belediye başkanının çok ötesine geçiyor. Bekliyorum; Vatandaşın seçme ve seçilme hakkı gasp ediliyor. Vatandaşın iradesi gasp ediliyor. Bunun Türkiye’nin neresinde olduğu önemli değil. “Türkiye’de herhangi bir il veya ilçede vatandaşların seçme ve seçilme hakları elinden alınırsa bu hepimiz için büyük bir tehlike demektir.”
“31 MART VATANDAŞIN DEVLETE KARŞI YÜRÜTÜLEN BİRLİKÇİ ÇALIŞMASIDIR”
“31 Mart’ta İstanbul’da şüphesiz Ekrem İmamoğlu kazandı ve Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’nin lider partisi oldu. Ama bu aynı zamanda tüm Türk vatandaşlarının iktidara karşı oluşturduğu büyük birliğin de sonucudur. Bu iktidar 31 Mart’ta çok ağır bir yenilgiye uğradı ve vatandaşlara yenildi. Ve bildiğimiz kadarıyla o günden bu yana bu yenilgiyi tersine çevirmenin yollarını arıyorlar. Ama topluma umut veremezler, topluma coşku veremezler, artık topluma güzellik vaat edemezler.
Ancak baskı ve baskı altında bunu yapmaya karar verdikleri görülüyor. Bütün bunlara karşı yapılacak tek şey birlik olmaktır. Bunu özellikle Ekrem Bey’in önünde ifade etmek isterim. Yani İstanbul’dan bahsediyoruz arkadaşlar. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en kıymetli ve şanlı şehirlerinden biridir. Bunun yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanının yargı yoluyla siyasetten yasaklanmasının konuşulmasını bile kabul etmiyoruz.
Bekliyorum; Bu konuda konuşabileceğimizi bile kabul etmiyoruz. Bunun düşünülebileceği, bunun yazılabileceği gerçeğini reddediyoruz. Biz de bu kaygımızı açıkça ifade ediyoruz. Yani eğer bunlar, bu süreçlerin nasıl normalleştirileceği, normalleştirileceği, bugün ilçe belediye başkanı, yarın il belediye başkanı, sonra büyükşehir belediye başkanı ve en sonunda da en büyük şehrin belediye başkanı olacağı bir algı oyununun aşamalarıysa, hepimizin pişman olacağından kimsenin şüphesi olmasın. birlikte. Bunu özellikle belirtme gereği duydum.”
“TBB’NİN ÇALIŞMALARINA BİR TÜR OLARAK DESTEK VERECEĞİZ”
“Biz de TİP olarak konuya köklü bir çözüm getirmek ve mantıkla algılayamadığımız, hukukla açıklanamayacak uygulamaların önüne geçmek amacıyla TBB tarafından hazırlanan yasal düzenleme adımına önümüzdeki günlerde TİP olarak destek vereceğimizi ifade ettik. en azından önümüzdeki dönem için. Bunu huzurunuzda bir kez daha tekrarlamama izin verin. Umarım; Ekrem Bey’le bir sonraki görüşmemizde ülkenin güzelliklerini konuşacağız. Umarım farklılıklarımızı konuşabiliriz. Yani muhtemelen çok fazla farklılıklarımız var. Bu farklılıklar arasında örneğin hiçbir zaman anlaşamadığımız konuları konuşuruz, anlaşabileceğimiz konuları konuşuruz ama böyle kötü günlerde kendimizi bir daha bir arada bulmak istemeyiz. Bu kadar kötü günleri nasıl atlatacağımızı konuşmak istemiyoruz. “Gelecek hakkında konuşmak istiyoruz, güzellik hakkında konuşmak istiyoruz”.