Saray Meclis Üyesi’nden “İnfaz Yasası”na ilişkin açıklama: “Ben de hapis cezasını çekmiş bir insanım, bunu biliyorum” – Son Dakika Türkiye, Siyaset Haberleri

Habertürk’e konuşan AKP Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Mehmet Uçum, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Uçum’un açıklamalarından dikkat çeken noktalar şöyle:

Cezaevlerindeki aşırı kalabalıklık sorunu idarenin, yürütmenin ve Adalet Bakanlığının sorumluluğundadır. Bizim ülkemizde hiçbir hakim kalabalık sorunu var diye bundan kaçınmaz. İlgili denetim ve incelemeler yapılmaktadır. Böyle bir bakış açısı hiçbir zaman yoktur ve olamaz. Savcı ve hakimin kalabalıklaşma sorunu olduğu için esnek davranamıyor. Yetkileri dahilinde gerekli tedbirleri alırlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği sorunlardan biri de cezasızlık algısıydı. Bir devletin en önemli görevi adaleti sağlamaktır. Bunları sağladığınızda güvenli bir yaşam, özgürlük ve gerçek bir adalet duygusu ortaya çıkar. Cezasızlık algısı ve uygulaması. Suçlular cezalandırılsa bile cezaların yeterli olmadığı ve bunun ‘yeterince ceza almamış, cezaevinden çıkınca suç işlemiş’ anlayışından kaynaklanan bir algı olduğu yönünde. Bir suç işledi ve cezasını çekti. Kamuoyunun bilmesi gereken bu durumun 30 Mart 2020 tarihinden önce işlenen suçlar için geçerli olduğudur. Salgın dönemindeki özel dönem dışında 2 yıldan fazla ceza alan herkesin hapis cezasına çarptırılması gerekmektedir. 30 Mart 2020 tarihinden sonra yargılama süresi 1 yıla indirildi.

Cezasızlık uygulaması çok daha karmaşık bir alandır. Bunun sosyal, psikolojik ve hukuki boyutu var. Adalet Bakanlığı’nın kolluk kuralları sürekli olarak işler durumdadır. Yanlış hatırlamıyorsam ertelenen 9. Yargı Paketi’nde bununla ilgili mevzuat vardı. Bu alanda da düzenlemeye yönelik adımlar atılıyor. 30 Mart 2020’den sonra cezasızlık uygulaması son derece asgari düzeydedir. Yatmadan gelip gidenlerin sayısı son derece azdır. Denetimli serbestliğe kim karar veriyor? İdam cezası verir. Aynı şey şartlı tahliye için de geçerli. İdareden aldıkları rapora göre veriyorlar. Bu uygulamaların nasıl amaca uygun hale getirilebileceği konusunda ileriye dönük bir çalışma yürütülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği bakış açısı ve Adalet ve Hukuk Politikaları Bakanlığı olarak vereceğimiz destekle ilerleme sağlanacağını düşünüyorum.

“BEN CEZAEVİNDE OLAN BİRİYİM, BİLİYORUM”

Nihai karar talepleri her dönemde ortaya çıkar. Ben de cezaevinde yatmış biriyim. Ben de oradan biliyorum. Bu beklenti, özellikle suçluları ‘kaderin kurbanı’ olarak tanımlayan kategoriler için her zaman gerçekleşir. Af yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Parlamentonun üçte iki çoğunluğuyla onaylanacak yasaya bağlı. Yanlış hatırlamıyorsam Türkiye’deki son af 1967 yılına dayanıyor. Diğer uygulamalar ise uygulama düzenlemeleri. Af meselesini talebin ötesinde gündem olarak değerlendirebilecek bir pozisyon yok. Konu zaten Meclis’te ele alınabilecek bir konu. Türkiye’nin olağanüstü zamanlarından dolayı sorunlar yaşanıyor. FETÖ çetesinin bir dönem yargıda yarattığı mağduriyetlere de değiniliyor. Acı veren sorunlarla genel sorunları önceliklendirebilmeli ve birbirinden ayırabilmeliyiz. Şu anda mesele sokak suçlarına karşı gerekli tedbirlerin hızla alınmasıdır. Kural sistemimiz büyük ölçüde doğrudur. Aynı zamanda infaz hukuku konusunda da titizdir. Şunu çok net söylüyorum; Mağdurlara yönelik tatmin edici yaptırımların sağlanması için eksikliklerin düzeltilmesi şu anda gündemdedir. Sosyal medya üzerinden organize suçlara karşı önlem alınması son derece önemli. Tutuklama bir ihtiyati tedbirdir, dolayısıyla sırf başvurmamak için konuyu derinlemesine incelememelisiniz. Suçu meslek olarak görenler için devletin bu tedbiri alması lazım. Vatandaşlar devlete yaptırım ve cezalandırma yetkisini vermiştir. Devletin bu ihtiyaçları pozitif hukuk çerçevesinde karşılaması gerekir. Bu durumdan herkesin rahatlaması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamaları da çok açık, bu konuda gerekli tedbirler hukuka uygun olarak alınacaktır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir